KOCAELİ’DEN GELECEĞİN ŞAMPİYONLARINA SESLENİŞ

KOCAELİ’DEN GELECEĞİN ŞAMPİYONLARINA SESLENİŞ

Değerli spor camiası, geleceğimizin teminatı olan sevgili gençler!

Geçtiğimiz hafta sonu, Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Kompleksi'nde minik kahramanlarımızın kıyasıya mücadelelerine şahit olduk. Bu gurur verici şampiyonanın ardından, maalesef içimizde buruk bir tat kaldı. Gözlerimiz, geleceğin yıldızlarının parladığı o salonda, sportmence yaklaşımla asla bağdaşmayan bazı nahoş manzaralara takıldı.

Şimdi soruyorum sizlere, bu organizasyonda görev almış biri olarak: Neydi o yaşanan keşmekeşin sebebi? O tatlı telaşları anlıyorum elbet ama, acaba o koridorlarda düzenden uzak bir şekilde koşturan minik yürekler miydi kabahatin kaynağı? Yoksa onlara yol göstermesi gereken kıymetli ebeveynler miydi, kendi hallerine bırakan? Belki de asıl sorun, o heyecanlı atmosferi düzenlemekle mükellef antrenörlerin, tamamen relaks ortamına göz yummasıydı? Ya da belki de en temel mesele, bu denli önemli bir arenaya henüz yeterince olgunlaşmamış evlatlarımızın, onlara liderlik edecek örnek figürler olmadan salınmasıydı?

Buradan, parmakla birini işaret etmek niyetinde değilim. Ancak görünen köy kılavuz istemez. Bu yaşanan karmaşada, hepimizin az ya da çok sorumluluğu var, kabul edelim. Başarılı bir etkinlik için her birimizin üzerine düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirmesi gerekirken, ortaya çıkan tablo hepimizi bir iç muhasebeye davet ediyor. Organizasyonun neferlerinin, Merkez Hakem Kurulu'nun ve diğer tüm emek verenlerin gayretleri takdire şayan. Lakin, o sahadaki intizamsızlık, tüm bu çabaların önüne adeta bir set çekti.

Hele o açılış seremonisi öncesinde yaşananlar! Sayın Bakan Yardımcımızın teşrif edeceği duyurulmuşken, protokol kapısının önünün araçlarla adeta bir otoparka dönmesi, yapılan onca anonsa rağmen kimsenin kılını kıpırdatmaması, en basit disiplin anlayışının bile yerle bir olduğunu gösterdi. Saha içinde ise güvenlik görevlilerinin nazik uyarıları adeta sağır kulaklara fısıldandı.

Minik sporcularımız, sanki bir oyun parkındaymışçasına amaçsızca dolaştılar. Kimisi çantasını yastık yapmış uyuyordu, kimisi yanındakiyle hararetli bir sohbetteydi. Yardımcı antrenörler ve kıymetli veliler ise sanki kendilerine özel bir alanmış gibi, sahada serbestçe sahil kenarında dolaşır gibi dolaşıyorlardı. Bu manzara, organizasyonun saygınlığını zedelemekle kalmadı, müsabakası olan çocuklarımızın da dikkatini darmadağın etti.

Ve o tesisin piknik alanına dönmesi yok mu? İşte orası kalbimi en çok burkan nokta oldu. Kamu malına verilen zararın yanı sıra, yere bırakılan envai çeşit yiyecek ve içecek ambalajı, çöpler... O pırıl pırıl salonun değerini düşürdük. Federasyon başkanımıza kadar ulaşan feryatlar da bu durumu teyit etti. Oysa bizler, yavrularımızı spor yapmaya, sosyalleşmeye ve en önemlisi sorumluluk sahibi bireyler olmaya teşvik etmeliyiz. Onlara rol model olmamız gerekirken, bu tür davranışlarla kötü bir örnek teşkil etmek ne acı bir çelişkidir! Defalarca yapılan "Lütfen tribünlere geçin" rica ve uyarılarına kulak asılmaması, sporun o ulvi ruhuna yapılan büyük bir saygısızlıktır.

Tribünlerimizde yer alıp, o heyecanlı mücadeleleri izlemek varken, saha içinde başıboş dolaşmak, sporun kutsal mekanlarına yakışır bir davranış değildir. Ben de bir basın mensubu olarak nice futbol maçına gittim. Orada taraftarlar, bilet alıp o stadyuma gelirler ve önlerinde hiçbir engel olmamasına rağmen sahaya adım atmazlar, kendi koltuklarından maçlarını seyrederler. Bizde ise bu serbestlik ve ortaya çıkan o nahoş görüntüler, maçı olan sporcularımızın da tüm konsantrasyonunu alt üst etmektedir. İşte tam bu noktada, her takımın kıymetli lideri, her değerli antrenör ve her bilinçli veli, kendi sorumluluğundaki gençlere sahip çıkmalı, onları kontrol altında tutmalı ve o kamu malına zarar verilmesinin önüne geçmelidir.

Unutmayalım ki spor, sadece o tatlı zaferlerden ibaret değildir. Aynı zamanda disiplin demektir, ahlak demektir, toplumsal sorumluluk bilinci demektir. Bu şampiyonada yaşananlar ise maalesef bu kıymetli değerlerden uzak, hafızalarımızda üzücü birer leke olarak yer etti. Ama umutsuzluğa kapılmak yok! Bu tecrübelerden ders çıkarmalı ve gelecekte benzer manzaraların yaşanmaması için hep birlikte, omuz omuza mücadele etmeliyiz.

Bu tür organizasyonlar, evlatlarımızın sadece yarıştığı değil, aynı zamanda geleceğe hazırlandığı, karakterlerinin şekillendiği müstesna platformlardır. Onlara en güzel örnek olmak, bu kıymetli ortamları özenle kullanmak ve sporun o temel, o vazgeçilmez değerlerine sımsıkı sarılmak, hepimizin ortak ve en büyük sorumluluğudur.

Haydi, geleceğin şampiyonlarına yakışır bir ortam için, hep birlikte el ele!

Saygılarımla...

#Kocaeli #TürkiyeŞampiyonası #Karate #MinikKahramanlar #DisiplinŞart